Taşra üniversitelerine dair dillendirilen pek çok sorun var. Bunlardan pek çoğu öğrencilerin yeterince nitelikli olamaması, yeterli dönüşümü sağlayacak kamusal bir alan sunamamaları, sosyal alanlar ve etkinliklerin yetersizliği vs. Ancak bunlardan en önemlisinin giderek “norm”alleşen/meşrulaşan üniversitedeki kız öğrencilerin potansiyel kız arkadaş, iyi ihtimalle ise “eş” olarak görülmesi.. Birçok sorunu içerisinde barındıran bu mesele, bazı hocaların kız öğrencilere, kız öğrencilerine bir eğitimci gözüyle değil eş/sevgili arayan bir “erkek” gözüyle bakmaya çalışmasıdır. Elbette pek çok alanda genç kızların bu şekilde kullanıldığı/sömürüldüğü bir sistem mevcuttur. Ancak Bingöl vb. küçük şehirlerde üniversiteler sirkülasyonu fazla bir popülasyonu olmasıyla bunu iyice kolaylaştırmaktadır. Bahsedilen sorun ise iki yetişkin arasında olağan gelişen bir ilişki değil, aksine bu ilişkilerin ahlaki temeller üzerine oturmayan ve “erkek kulüpleri”nde “geyiği” yapılan gayri ahlaki bir şekil almaya başlamasıdır. Hoca ve kız öğrenci arasında gelişen bu münasebet hem eğitimin giderek içinin boşaldığı, kız çocuklarına yönelik eğitimde rastlanan yeni bir engeli gündeme getirmektedir. Nitekim “iyi ihtimalle” “eş olma lütfuna erişen” kız öğrenci çoğu zaman eğitiminden de geri konulmaktadır. Bu durum salt belli bir zümreye ait hocaların değil, her kesim ve görüşten erkek hocaların takındığı bir tutum halini almıştır. Neden iyi ihtimalle olduğu ifadesinin kullanılma gerekçesi ise kız öğrencilerin çoğunun evli hocalarının tacizine/mobbingine/sömürüsüne maruz kalmalarından kaynaklıdır. Kimi zaman yakınımızda da şahit olduğumuz bu durum kız öğrencilerin yaşanan sorundan kendilerini sorumlu tutmasına, okula gitmemeye başlamalarına ve en önemlisi de güven ve kaygı içerisinde bir yaşam sunmalarına neden olmaktadır. Az evvel değinildiği gibi kız öğrenciler gerek mail gerek mesaj gerekse sözlü olarak bu durumu yaşamaktadır.
“BEN ÇITIR KAPTIM”
Buna maruz kalan bir öğrencinin şikayeti, bu eylemi gerçekleştiren ve aynı zamanda evli olan hocanın aynı üniversitede görev yapan yakın arkadaşına iletildiğinde aynen şu cevap alınmıştır: “Ne var ki bunda en fazla üç ay takılır kızla, sonra bırakır.” Keza bu cevabı veren hoca da pek çok öğrenciyle ilişkiler yaşamakta ve hali hazırda bu statüde biriyle devam eden ilişkisi olmaktadır. Üstelik bu öğrencinin notunun yükseltilmesi yönünde dersin hocasıyla iletişime geçtiği bilinmektedir. Ve elbette dersin hocası “hocanın hatırını kıramayıp” sonrasında da bunu “eleştirmektedir.” 17-18 yaşlarındaki öğrencileriyle ilişki yaşayan söz konusu hocanın bu durumun duyulması yönünde herhangi bir çekincesinin olmadığı hatta kendisinin “itibarlı” olarak görülmesini sağladığı ve arkadaşına da “ben çıtır kaptım” diyerek durumu bir “üstünlük” olarak gördüğü de maalesef ortadadır. Üniversitenin bir başka hocası ise bir öğrencisiyle “ciddi niyetle görüşerek” evlenmiş ve kızcağızın 4. Sınıftan itibaren okumasına müsaade etmemiştir. Şükür ki daha iyi olanları da mevcut olup mezun olur olmaz kız öğrencilerle evlenmişlerdir. Sürekli “ciddi niyetle” denilerek bu “pedofilik” dürtülerini normalleştiren çok sayıda hoca mevcuttur. Bu şekilde meşrulaştırılmaya çalışılan bu durum bilhassa diğer erkek hocaların da buna sessiz kalarak “olası müstakbel eşleri ihtimali nedeniyle” tabiri caizse çanak tuttukları söylenebilmektedir. Öte yandan ve en önemlisi ise önemli bir alanında çalışma yapan ve kız çocuklarına dair çalışmalar yürüten oldukça kıdemli hocalar da mevcut olup bunların da öğrencilerinden biriyle evlenip öğrencinin 3. Sınıftan sonra okumadığı bilinmektedir. Tüm bu örnekler aysbergin sadece görünen yüzü… Nitekim söz konusu örnekler çok yakın şahitlerden öğrenilmiş olup, bir de söylentilerin olduğu pek çok duyum da dillerde dolaşmaktadır. Açıkçası her söylentinin bir süre sonra gerçekleşmesi ilginç bir “tesadüf”. Daha fenası ise gerçek veya söylenti fark etmeksizin herkesin bildiği tüm bu olaylar nedeniyle kimsenin ne bir soruşturma ne bir şikayet ile muhatap olmasıdır. Hatta dost meclislerinde dahi bunun gündemi çok az meşgul edip, bu hocalara karşı herhangi bir “dışlama”nın bile olmaması. Basit bir mevzu olarak göremeyiz bu durumu. Zira öğrenciyle hoca-öğrenci ilişkisi dışında bir ilişki yaşamak hem gayriahlaki kabul edilmeli hem de disiplin soruşturmasına konu edilmelidir. Eğitimin niteliksizleşmesinin salt öğrencilerden kaynaklı bir durum olmadığı da bu şekilde anlaşılmaktadır. Öğrencisine sınav sorularını verdiği iddia edilen ve arkadaşları tarafından dersin hocası ve öğrencisinin şikayet edildiği de bilinmektedir. Şikayet neticesinde nişanlı olan öğretim görevlisi hocanın öğrencisiyle çok yakın ilişkisinin olduğu da ortaya çıkmıştır. Çünkü çocuklarını hocalarına emanet eden aileler, onların donanımlı hale gelmesini amaçlaması gereken üniversitelerde “öğrenci gelinlere” dönüşmektedirler. Öğrencilerine başka niyetlerle yaklaşan hocaların psikolojik analizine değinmek başka bir yazının konusu olabilir. İş hayatına atılmalarını bir köşeye bıraksak dahi üniversite eğitimlerini tamamlayamayan bu kızların ileride nasıl bir hayat bekliyor sorusu da yine incelenmesi gereken başka bir yazının konusu. Ancak “daha güzeli ve daha çıtırı”nın geleceği üniversitede öğrencisine meyleden bu hocaların sonrasında evlendikleri öğrencilerinden de kolayca vazgeçebileceklerdir. İşte o zaman eğitimi yarıda alan bu kadınlar yeni bir hayat için ekonomik bir bağımsızlığı nasıl yakalayacaklardır? Öte taraftan ise kadına dair şiddetin salt fiziksel olmadığını anladığımız günümüzde kız öğrenciler üzerinden “üstünlüğü”nü vurgulamak isteyen hocaları tarafından gerek not gerek başka şekillerde bir tacize maruz kalacaklardır. Böylelikle üniversite hayatları kararacak olan bu öğrenciler haklarını nasıl koruyacaklardır? Şikayet ettikleri taktirde ise hoca ve kız öğrenci arasındaki ilişkiyi normal gören bu erkek hocalar tarafından şikayetlerin ve soruşturmaların yürütülmesi ne kadar sağlıklı/objektif olabilir? “Erkek dayanışması “ diyebileceğimiz bir tutum takınarak, ileride belki kendisinin de öğrencisiyle evleneceği veya ilişki yaşayacağı ihtimaliyle bu durumu eleştirmeyen/normalleştiren/meşrulaştıran hatta buna sessiz kalan hocaların öğrencileriyle ilişki yaşayan ve onlarla evlenen hocalardan hiçbir farkı kalmamakla beraber üniversitede hoca olmaları da izaha muhtaçtır.
Kaynak Linki = https://www.artimedyam.com/haber/hocaliktan-kocaliga-2604
Yorum Yazın
Facebook Yorum