Byung-Chul Han, modern kapitalizm, dijitalleşme, medya ve toplumsal yapılar üzerine yaptığı derin analizlerle tanınan bir düşünür. Han’ın eserlerinde dijitalleşmenin topluma ve bireylere nasıl şekil verdiğine dair önemli gözlemler yer alır. Özellikle “şeffaflık, performans kültürü, aşırı pozitiflik ve dijitalleşme kavramları”, onun modern toplum eleştirisinin merkezindedir. Dijital medyanın şiddetle olan ilişkisi, Han’ın düşüncelerinde önemli bir yere sahiptir. Ona göre, dijital medya sadece şiddeti görünür kılmakla kalmaz, aynı zamanda bu şiddeti sıradanlaştırarak etkisizleştirir.
Byung-Chul Han’a göre, dijital medya bireylerin sürekli olarak görünürlük içinde var olma ihtiyacını artırmıştır. Şeffaflık toplumu olarak adlandırdığı bu yeni dünyada, her şeyin sürekli olarak görünür kılınması, toplumsal yaşamın mahremiyetini ortadan kaldırmıştır. Herkesin her an izlenebilir ve değerlendirilebilir olduğu bir dünyada, bireylerin sürekli olarak performans sergilemesi gerekmektedir. Bu performans toplumu, bireylerin psikolojik ve sosyal anlamda büyük bir baskı altında yaşamasına yol açmıştır. Bu bağlamda, dijital medya yalnızca bilgi ve iletişim aracı olmakla kalmaz, aynı zamanda bireylerin kendilerini sürekli olarak sergileme ve performans gösterme zorunluluğu hissettiği bir arenaya dönüşmüştür. Bu süreçte, bireylerin birbirleriyle olan etkileşimleri daha yüzeysel hale gelir ve bu durum şiddet ve kötülüğün sıradanlaşmasına katkıda bulunur. Han, bu durumu "aşırı şeffaflık" olarak tanımlar ve bunun toplumsal ilişkilerde derin bir etkisi olduğunu savunur. Han’a göre, dijital medya aracılığıyla her şeyin aşırı şeffaf hale gelmesi, şiddetin de sıradanlaşmasına neden olur. Şiddetin şeffaflaşması, şiddetin sürekli olarak görünür kılınması, ama bu görünürlüğün bireyler üzerindeki etkisini azaltmasıdır. Şiddet, dijital medyada sürekli olarak izlenebilir, paylaşılabilir ve tüketilebilir bir görüntü haline gelir. Ancak bu şiddet, gerçekliğini ve ağırlığını kaybeder; insanlar bu görüntüler karşısında tepkisiz hale gelir. Han, şiddetin dijital medyada sıradanlaşmasını, onun sürekli görünür olmasına rağmen anlamını kaybetmesiyle ilişkilendirir. Han’a göre, dijital medya, şiddetin bir "izleme nesnesi" haline gelmesine neden olur. İzleyiciler, medyada yer alan şiddet görüntülerine maruz kaldıkça, bu görüntülerin onları rahatsız etme kapasitesi azalır. Şiddet artık bir kriz ya da acil bir sorun olarak algılanmaz, sadece gündelik yaşamın bir parçası olarak kabul edilir. Han, bu durumu "şiddetin banalitesi" olarak adlandırır ve dijital medyanın, şiddeti sıradan bir eğlence nesnesi haline getirdiğini savunur. Şiddet, sürekli olarak göz önünde olduğu için artık insani bir acı veya etik bir sorun olarak görülmez, sadece tüketilen bir içerik haline gelir. Han, dijital medyanın şiddeti sıradanlaştırmasının bir diğer yönünü, simülasyon ve gerçeklikten kopma kavramlarıyla açıklar. Dijital medya, şiddeti sadece görünür kılmakla kalmaz, aynı zamanda onu simüle ederek gerçek dünyadan koparır. Dijital dünyada şiddet, bir oyun, film ya da haber içeriği gibi tüketilir. Bu durum, şiddetin gerçekliğini ve etkisini kaybetmesine neden olur. Bireyler, şiddet içeriklerini izlerken, bu olayların gerçek dünyada yaşandığını unutarak, bunları sadece birer görüntü veya kurgu olarak algılarlar. Han’a göre, bu durum bireylerde derin bir duyarsızlaşmaya yol açar. Dijital medyada şiddetin sürekli olarak görünür kılınması, bireylerin bu görüntüler karşısındaki tepkilerini zayıflatır. İnsanlar, şiddet içeriklerine sürekli olarak maruz kaldıkça, şiddet olayları karşısında empati ve duyarlılıklarını kaybederler. Bu, toplumda şiddetin yaygınlaşmasını ve normalleşmesini teşvik eder. Han’ın değerlendirmelerine göre, dijital medyanın yarattığı bu duyarsızlaşma, bireylerin toplumsal sorumluluklarını yerine getirme kapasitesini de zayıflatır. İnsanlar, dijital dünyada şiddet görüntülerini tüketirken, bu olaylara karşı gerçek dünyada harekete geçmek yerine sadece pasif birer izleyici haline gelirler. Bu da şiddetin toplumsal etkilerini ve sonuçlarını görünmez hale getirir.Han, dijital medyanın şiddeti sadece sıradanlaştırmakla kalmadığını, aynı zamanda şiddeti bir performans nesnesine dönüştürdüğünü de savunur. Sosyal medya platformları, bireylerin kendilerini sürekli olarak sergileme ihtiyacını körükler. Bu süreçte, şiddet de bir tür performans haline gelir. Özellikle sosyal medyada yer alan şiddet içerikleri, sadece izlenmek için değil, aynı zamanda bir tür "şov" olarak paylaşılır.Bu performans kültürü, şiddetin daha yaygın hale gelmesine neden olur. İnsanlar, sosyal medyada daha fazla dikkat çekmek ya da izlenme almak amacıyla şiddet içeriklerini üretir ve paylaşırlar. Bu süreçte, şiddet olayları sadece birer görüntü değil, aynı zamanda dijital dünyada dikkat çeken bir performans haline gelir. Han, bu durumu "performans toplumu" kavramıyla açıklar. Performans toplumu, bireylerin sürekli olarak kendilerini görünür kılmak ve başkaları tarafından değerlendirilmek zorunda oldukları bir dünyadır. Bu dünyada, şiddet bile bir tür performans haline gelir ve insanlar tarafından sıradan bir gösteri olarak algılanır.
Byung-Chul Han’ın analizine göre, dijital medya bir yandan şiddeti görünür kılarken, diğer yandan bu şiddetin toplumsal etkilerini ortadan kaldırır. Dijital medya, şiddet olaylarını sürekli olarak göstererek toplumsal bir farkındalık yaratma iddiasında bulunsa da bu olayların sürekli göz önünde olması, onların anlamını kaybetmesine ve sıradanlaşmasına neden olur. Şiddetin sürekli olarak görünür kılınması, toplumsal tepkilerin zayıflamasına ve bireylerin bu olaylar karşısında pasif hale gelmesine yol açar. Şiddet, dijital dünyada bir simülasyon ya da performans nesnesi olarak tüketildiği için, artık gerçek bir sorun ya da kriz olarak algılanmaz.
Kaynakça
Han, B. C. (2023). Palyatif Toplum, (H. Barışcan çev.). İstanbul: Metis Yayınları.
Han, B. C. (2017). Şeffaflık Toplumu, (H. Barışcan çev.). İstanbul: Metis Yayınları.
Han, B. C. (2018a). Zamanın Kokusu, (Ş. Öztürk çev.). İstanbul: Metis Yayınları.
Han, B. C. (2018b). Şiddetin Topolojisi, (D. Zaptçıoğlu çev.). İstanbul: Metis Yayınları.
Han, B. C. (2018c). Yorgunluk Toplumu, (S. Yalçın çev.). İstanbul: Açılım Kitap.
Han, B. C. (2018d). Güzeli Kurtarmak, (K. Filiz çev.). İstanbul: İnsan Sanat Yayınlar.
Han, B. C. (2019a). Eros’un Istırabı, (Ş. Öztürk çev.). İstanbul: Metis Yayınları
Yorum Yazın
Facebook Yorum