Genel anlamıyla tarih okumanın, özel anlamıyla düşünce tarihi, entelektüel tarihi ve İslam felsefe bilim tarihinin nasıl okunduğu ile ilgili konuşan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, tarihi araştırmanın zor olduğunu, farklı bir tarih araştırmaları bakış açılarının olduğunu söyledi.
‘Her insan kendi felsefi pozisyonunu, politik konumunu dikkatte alarak yorumladığı için mi tarih çok çeşitleniyor yoksa alanın tabiatı bunu mu gerektiriyor’ şeklinde konuşan Fazlıoğlu, devamında şunları kaydetti: “Şöyle düşünmek lazım; bir ayna düşünün, duvardan düşüyor ve tuz buz oluyor. Daha sonra bunu birleştirip eski haline getirmeyi düşünün. İşte tarih araştırmaları, bu birleştirilmek istenen aynaya benzer. Tarih bir bütün olarak belgeler halinde elimizde değil. Her tarafta bir parçası olduğu için, tarihi yazdık bitirdik diyemiyoruz. Tam bitti derken, elimize başka bir tarihi belge geçiyor ve tekrardan tarihi o belge üzerinden yazmaya çalışıyoruz. Bu parçalar, bu belgeler bir araya getirmek her zaman problem oluyor.”
“Her Düşünür Kendi Dağarcığını İnşa Edebilir”
Konuşmasında hakikatin önemine değinen Fazlıoğlu, hakikat sözcüğünün anlamını ve mefhumunu belirlemeye geçmeden önce dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı: “Elbette her düşünür kendi terim dağarcığını inşa edebilir. Kadim düşüncemizde ‘ıstılahlar üzerinde tartışma olmaz’ ilkesi ancak ve ancak bu ıstılahı üreten düşünürün mefhumunu, dolayısıyla tanımını açık-seçik belirlemesi kaydıyla işlevseldir. Tersi durumda gerçeklik küresi ile bu gerçeklik küresinde karşılık geldiği nesnel alanı tayin edilmeyen bir sözcük ıstılah değeri taşımaz. Öte yandan, bir terimin anlamının tespiti sadedinde yukarıda işaret edilen ilkeler dışında, ıstılahın hangi felsefe-bilim okuluna ait olduğu, hangi düşünürce tanımlandığı, anlam katmanları, tarihî süreç içindeki değişim ve dönüşümleri gibi durumlar yanında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta o ıstılahın, düşünce okulunun varlık şemasındaki yerini belirlemektir. Bir düşünce okulunun hatta bazen bir düşünürün varlık şeması içindeki diyagramatik ilişkileri doğru bir biçimde belirlenmemiş bir sözcüğünün kavramsal anlamını hakikati ile tespit etmek mümkün değildir.”
Üniversite Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa Rektör Prof. Dr. İbrahim Çapak, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muhittin Macit, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Daire Başkanı Doç. Dr. Ferruh Özpilavcı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Çiftci, Genel Sekreter Vekili Öğr. Gör. Mesud Öğmen, kurum amirleri, akademisyenler, öğrenciler, idari personel ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Program dinleyicilerden gelen sorular cevaplandıktan sonra sona erdi.
Yorum Yazın