Üsküdar Üniversitesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, özellikle sosyal medyada fenomen haline gelen ‘gösteriş yapma’ tutkusuyla ilişkili olabilecek psikolojik sorunlara değindi.
“Gösteriş yapmak, bir alışkanlık veya sosyal norm olarak görülmemeli”
Sosyal medya çağında, bireylerin kendilerini sürekli olarak başkalarına sunma eğiliminin giderek daha belirgin hale geldiğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Paylaşılan tatiller, lüks yaşam tarzları ve sürekli olarak ‘mükemmel’ görünmeye yönelik çabalar, günümüzün dijital dünyasında standart hale geldi. Ancak, bu gösterişçi davranışların ardında yatan psikolojik dinamikler, derin ve karmaşık olabilir.” dedi.
Gösteriş yapmanın, sadece bir alışkanlık veya sosyal norm olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, bu tür davranışların, bazı psikopatolojik durumlarla bağlantılı olabileceğini söyledi.
Narsisizm, anksiyete ve kimlik sorunları gibi psikopatolojik durumlarla ilişkili olabilir
Gösteriş yapmanın bağlantılı olabileceği durumlara değinen Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, şunları söyledi:
“Narsistik kişilik bozukluğu, bireylerin tanrısal bir özdeğer duygusuna sahip olduğu ve sürekli hayranlık beklediği bir durumdur. Sosyal medya, narsistik eğilimleri teşvik eden bir platform olabilir. Paylaşılan filtreli fotoğraflar, gösterişli yaşam tarzları ve sürekli başarı gösterileri, narsistik bireylerin kendilerini üstün hissetmelerine ve başkalarından onay almalarına olanak tanır. Bireylerde yapay bir beğenilme arzusuna yol açabilir.
Sosyal medyada sürekli olarak kendini gösterme ihtiyacı, anksiyete bozuklukları ile de ilişkili olabilir. Kişiler, sosyal onay ve kabul arayışında kendilerini sürekli olarak bir performans sergilemek zorunda hissedebilirler. Bu durum, sosyal anksiyete bozukluğu veya genel kaygı bozukluğu gibi psikolojik sorunları tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.
Sosyal medyada gösteriş yapma eğilimi, özdeğer sorunlarıyla da ilişkilidir. Kişiler, kendilerini başkalarına beğendirme ve kabul görme arayışında olabilirler. Bu, düşük özsaygı ve kimlik sorunları ile bağlantılıdır. Kişi, kendi içsel değerini sosyal medya geri bildirimleriyle ölçme eğiliminde olabilir.”
Gerçek benlik ve sosyal medyadaki benlik arasındaki çatışma oluşabilir
Sosyal medyanın, bireylerin psikolojik sağlığı üzerindeki etkilerinin karmaşık olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Gösteriş yapma ihtiyacı, bazen bir tür kaçış mekanizması olarak da işlev görebilir. Gerçek yaşamın zorluklarından ve kişisel güvensizliklerden uzaklaşmak için bireyler, sosyal medyada idealize edilmiş bir imaj oluşturabilirler.” dedi.
Bu tür davranışların sürekli hale gelmesi ve aşırıya kaçmasının, uzun vadede psikolojik sağlığı olumsuz etkileyebileceği konusunda uyaran Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Kişinin gerçek benliği ve sosyal medya üzerindeki benliği arasındaki çatışma, stres ve tükenmişlik hissine yol açabilir. Ayrıca, sosyal medya üzerinden sürekli olarak kendini başkalarıyla kıyaslama eğilimi, depresyon ve düşük özsaygı gibi semptomları tetikleyebilir.” açıklamasını yaptı.
İlginin azalması birçok olumsuzluğa yol açabilir
Sosyal medyanın sağlıklı bir şekilde kullanılmasının, bireylerin psikolojik iyilik halleri için önemli olduğunu aktaran Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Kendini sürekli olarak gösterme ihtiyacı yerine, gerçek özdeğer ve benlik algısının güçlendirilmesi hem bireysel hem de toplumsal anlamda daha sağlıklı bir yaklaşımı temsil eder.” dedi.
Bu durum ile baş edemeyen bireylerin ruh sağlığı uzmanından destek almasının oldukça önemli olduğunun altını çizen Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Bu durum kişilerin üzerindeki ilgi azaldığında, öz değerde düşüşe ve paralelinde psikolojik hastalıklara ve intihara kadar sebebiyet verebilir. Önemle üzerinde durulması gerekir.” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın