17 yaşında antrenörlüğe başlayan ve şu anda İngiltere’de Zaza FC London’un Menajeri olan Deniz Koca, Zaza FC London’un Bingöl’de kurulan akademisinin futbolcu seçmeleri için Bingöl’e geldi. Bizler de genç Teknik adamla keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
1- Deniz Koca kimdir?
2000 yılında Londra’da doğdum. Antrenörlüğe genç yaşta atıldım. Bu yola gençlere imkan yaratmak vizyonuyla çıktım. 17 yaşında ilk antrenörlük serüvenim başladı.
İngiltere Premier Lig takımlarından Crystal Palace’da bir sezona yakın scoutluk yaptıktan sonra İngiltere’de çeşitli yarı profesyonel takımlarında asistan menejer olarak görevler aldım. Daha sonra menejerlik görevlerini yürüttüm.
Şu an Zaza FC London’da teknik direktörlük görevindeyim. Ve aynı zamanda İngiltere’de EFL League One Ekibi Colchester United’da scoutluk yapıyorum.
Zaza FC’deki amacımız gençlere futbol anlamında katkı sağlamak. İyi sporcu, karakterli sporcu yetiştirmek.
Değerli başkanımız Ömer Baraç bu projeyi 3 sene önce bana sundugunda hic düşünmeden kabul ettim. Ve bu 3 senelik süreçte çok iyi isler yaptık.
2- Zaza FC London sizin için ne ifade ediyor?
Zaza FC benim için tek kelime ile bir aile. Çok güzel projeleri olan bir başkanı var. Başkanın projelerini benimsemiş bir ekibimiz var. Gençlere aile ortamı sunan, onların her konuda destekçisi olan ve yanında duran bir yapı var. Benim için istediğim çalışma ortamına sahip. Ve hayatta benimsediğim vizyonumla birebir örtüşen bir vizyona sahip bir kulüp. Gençlere imkan sunmak, onların yeteneklerini ve karakterlerini bir arada harmanlamalarına yardımcı olmak.
3- Futbola bakışınız nasıl? Futbol hayatınızın neresinde?
Aslında bu soruyu şöyle sormak lazım. Hayatım futbolun neresinde? Benim tüm hayatım futbol. Futboldan arta kalan zamanlara da hayatımı serpiştirmiş durumdayım. Futbolla yatıp futbolla kalkıyorum. Gençler için bir şeyler yapabilmek de en büyük motivasyon kaynağım.
4-Futbolda futbolculuk yerine teknik direktörlük kariyeri seçmenizdeki etken nedir?
Teknik Direktörlüğe yönelmemdeki en büyük etken gençlere yönelik bir sistemi görememekti. Yani gençlere hitap eden bir sistem hayalim vardı. Ama bazı büyük takımlar dışında gençlere bu imkan sunulmuyordu. Ben de menejer olup böyle bir sistem oluşturmayı kafaya koydum. Hem mental hem taktiksel hem de fiziksel olarak genç arkadaşlarımıza bazı temel eğitimleri erken yaşta vermenin önemini anlayınca teknik direktörlüğe yöneldim diyebilirim.
5- Genç yaşta teknik direktörlük görevini üstlenmenin avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Aslında dezavantajlı bir noktası var diyemem. Aksine genç yaşta olmanın avantajları var. Futbolcularla daha iyi iletişim kurabiliyor, onların hislerini ve fikirlerini daha iyi anlayabiliyorsunuz. Onların sizden neler beklediğini biliyorsunuz, siz onlardan neler istiyorsunuz bunu daha iyi anlatabiliyorsunuz. Ben genç yaşta bir çok yaş kategorisinden futbolcularla çalışma imkanı buldum. Yakaladığımız iletişim hep bizim için bir artı oldu. Eski zamanlardaki diktatör hoca kavramı modern futbolda yok artık. Baktığımız zaman Nagelsmann örneği dünyada en bilinen örneklerden. Türkiye’de Nuri Şahin, Emre Belözoğlu gibi isimler de bu konudaki örneklerden.
6- FM ya da FIFA oynuyor musunuz? Hangisi daha zevkli bir teknik direktör olarak?
Teknik Direktör ve Scoutluk durumum ortadayken FM demem daha doğru olur. Evet Football Manager oynamayı daha çok tercih ediyorum. Hem mesleğim icabı hem de gerçekçi futbolcu profilleri ve veritabanı yüzünden.
7- Klopp mu Guardiola mi?
Çok güzel bir soru ama ikisi de çok kaliteli hocalar. Guardiola’nın sistemi, Klopp’un nokta transferleri diyebilirim.
8- Sizin idol olarak gördüğünüz teknik direktör kimdir?
İdol olarak gördüğüm bir çok hoca var. Her birinin farklı özelliğini örnek almaya ve bu sayede kendi tarzımı oluşturmayı hedefliyorum. Conte’yi beğeniyorum. Türkiye’de de Nuri Şahin’i çok yetenekli buluyorum. Dünyada ses getirebilecek bir hoca olacaktır ilerde.
9- İngiltere'de ve Türkiye de futbolun temel farkları nelerdir? Özellikle genç yaş gruplarında?
Sadece futbol değil aslında her alanda olduğu gibi sistem demem gerekiyor. Türkiye’de genelede işler kişiler üzerinden yürüyor. İngiltere’de ise belli bir sistem oluşturuluyor ve kişiler bu sisteme hizmet ediyor. Futbolda da bu böyle. İngiltere’de oturmuş bir sistem var. Türkiye’de ise yok. Gençlerde de belli bir sistem dahilinde hareket edilmediğinde yetenekli gençler kaybolup gidiyor. Gençlere ön ayak olacak kişiler ve sistemler yok Türkiye’de.
10- Sizin son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Son olarak söylemek istediğim şey şu ki; Ben antrenörlüğe başlarken en büyük hedefim genç ve yetenekli insanlara destek olmak, yol göstermek, bir hedef, bir amaç vermekti. Zaza FC London da tam olarak bu amaçla kurulmuş bir kulüptü. Ömer Başkanımız da bu vizyonla hareket eden bir başkandı ve bu birliktelik ortaya çıktı. Biz henüz daha yeni yeni yürümeye başlamış bir çocuk yaşında olan bir kulübüz. Şimdiden hedeflerimiz doğrultusunda ilerlemeye başladık ve kararlıyız. Yarın çok daha iyi yerlere geleceğimize inanıyorum. Ömer Başkanımla çalıştığım için de onurlu ve gururluyum.
Yorum Yazın