Erdoğan İslamcılık akımının Kemalizm’i yeneceğine olan inançla geldi. Tam da yenecekken 2015 seçim mağlubiyetini hazmedemeyerek Kemalist akla ortak oldu. Yarattığı kaos, nefret, derin ekonomik kriz ve yıkım ile gün sayıyor, altılı masada yer alanlar ise Erdoğan’ın müesses nizama teslim olmuş aklını taklit için günlerini bekliyorlar.
Erdoğan’ı tasfiye eden akıl bu aklıda mutlaka teslim alacaktır,
Geçmişte Çiller şimdi Erdoğan yıktıkları hukuk düzeni ile anılacaklar ve kötüler olarak hafıza odasındaki yerleri sağlamlaşmış olacak.
Altılı masa aktörleri başta Kürt sorunu olmak üzere hangi konuda farklı düşündüklerini sır olarak sakladıkları sürece demokrasi cephesinde bir aktör değil tekçi sistemin bekçileri olacaklar.
Rojava’ya operasyon dokunulmazlıklar kayyumlar KHK konusunda cılız tepkiler dışında müesses akla hizmet eden altılı masa aktörleri halkların demokratik cumhuriyet idealini gerçekleştirmekten uzak iktidar endeksli siyasetin yeni versiyonlarını temsil etmektedirler.
Erdoğan’ın yol arkadaşlarını ve de davasını satıp derin akla teslimiyeti karşısında altılı masanın bir ders çıkarma gayretinde olmadığını görüyoruz,
Her ay büyüyen cari açık, kredi ödemeleri, yoksulluk, işsizlik rekorlar tazeleyen enflasyon, cds risk ortalaması gibi devasa sorunları liyakatsizliğe ve tek adama bağlayan bir ALTILI masa aklı savaş politikalarını pas geçerek ucuz siyasetle iktidar olmanın yollarını zorlamaktadır.
Oysa paradigma değişmeden temel sorunların çözümünün mümkün olmadığı gerçeği nettir tartışma dahi kaldırmaz.
Erdoğan’ın bu temel meseleleri çözecek akla ve liderliğe sahip olduğunu hepimiz biliyoruz.
2015’e kadar aynı akıl 15.000 dolar milli gelir %8 enflasyon %7 işsizlik ve ciddi büyüme oranlarını sağlamadı mı?
Ne oldu da her şey bir anda tepetaklak oldu?
İşte altılı masa bu gerçeği halklardan gizleyerek ucuz yollardan iktidarı hedeflemektedir.
Altılı masa denilen ve kendilerini şimdi muhalefet olarak adlandıran Erdoğan’dan sonrasının iktidar sahibi olarak gören oysa gerçekte Erdoğan’ın ve Kemalist devletin aklı olmaktan öteye bir çözüme odaklanmayan anlayışın tek alternatifi DEMOKRASİ ittifakıdır, üçüncü yoldur.
Yaklaşan seçimlerde HDP’nin liderlik ettiği ittifakın taleplerinin, temsilcisi oldukları kitlelerin sorunlarından uzak tek dertleri iktidara uzanan yolda HDP’yi yani demokrasi ittifakını kendi çıkarları doğrultusunda nasıl kullanacaklarıdır. Ne kadar sığ, ne kadar ucuz, ne kadar dar bir bakış açısı olduğu konusunda bir mutabakat vardır ve dile getirilmektedir.
HDP ucuz taleplerle bedel ödenerek oluşturulan bir geleneği satacak bir parti değildir.
Her şeyden önce bunca yılda oluşmuş ve politikleşmiş kararlı kitlesi buna izin vermez.
AKP-MHP faşizmi, Pratiğiyle bir asırlık anlayışı temsil etmektedir,
Savaş politikalarıyla teslim alınmaya çalışılan Kürt halkı ödediği bedellere rağmen demokrasi talebinden vazgeçmek bir yana dursun ısrarıyla 84 milyona umut olmaktadır.
Faşist uygulamalarıyla illallah dedirten iktidar altılı masaya büyük fırsatlar sunmasına rağmen açlıkla terbiye edilen bir halkı toklukla satın almaya çalışan bir akılda ısrar etmektedir ALTILI masa.
Devlet aklı Kürtlerle savaşarak bir güruha saltanat yaşatırken milyonlar yoksullukla hukuksuzluklarla eşitsizliklerle baş etmeye çalışmaktadır.
Altılı masa aktörlerinin ne ekonomik ne de politik sorunların nasıl çözüleceğine ilişkin kitlelere sunduğu bir program yok.
Yıkımı tek adam yönetiminin yarattığı sorun olarak değerlendiriyorlar.
Sonuç olarak bilmeliyiz ki yıkımın nedeni savaş politikalarıdır hukuksuzluklar eşitsizlikler ve demokrasi dışı güçlerin yarattığı kaos ortamıdır.
Böyle ortamlarda yabancı sermaye yer almaz halk kendini güvende hissetmez riskler yükselir kalite düşer güven kaybolur.
Erdoğan gün doldurmakta altılı masa ise yeterince heyecan yaratmamaktadır.
Demokrasi ittifakının alacağı destek bir seçim sonucu değil bir PARADİGMANIN iflasını yeni bir anlayışın inşasını sağlayacaktır.
Siyaset esneklik ve de cesaret gerektirir.
İttifakı temsil edenlerin son zamanlardaki ezber bozan çıkışları değerlidir ve sonuçlarıyla doğruluğu ispatlanacak ülkemize ve demokrasiye değer katacaktır.
Başta biz Kürt’ler olmak üzere çok acılar çektik büyük bedeller ödedik ama nefes alacağımız günler yakındır.
Elbette hakikat kazanacaktır.
Halklarımıza olan inancımı belirterek saygılar sunarım.
Yorum Yazın