Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, İzmir ve Kocaeli başta olmak üzere İstanbul, Adana, Bingöl ve Diyarbakır’da gerçekleşen işçi eylemlerini değerlendirdi.
EMEP'in sosyal medya hesaplarından yayımlanan video ile işçilere seslenen Akdeniz, partisinin mücadele çağrısını da işçilerle paylaştı.
İşçi eylemleriyle dayanışmanın büyütülmesi çağrısı yapan Akdeniz, “Bu devran böyle dönmeyecek. Bu kez emekçiler kazanacak, birlikte kazanacağız, işçi sınıfı kazanacak” dedi.
Akdeniz’in açıklamaları şöyle:
"MİLLETTEN ANLADIKLARI ŞEY PATRONLARIN ÇIKARLARIDIR"
“Merhaba değerli işçi kardeşlerim, ailelerinizi de selamlıyorum… Bugün biraz sohbet etmek istiyorum sizlerle.
'Seçim ekonomisi’ dediler iktidardakiler. Yaptıkları düzenlemeler, iyileştirmeler geçim derdine derman olmuyor. En fazla iki hafta sürüyor.
Nüfusun yüzde birlik en üstündeki zengin kesimi, yüzde doksanlık yoksul kesimin servetinin bir buçuk katı daha fazla servet biriktirmiş durumda. İşte AKP'nin yarattığı Türkiye tablosu böyle bir tablo.
Bu tabloda asgari ücret yine açlık ücretinin altına indi. Emekliler bu açlık ücretini dahi alamıyorlar. ‘İnsanca yaşam' talebi en önemli talep haline gelmiş durumda.
Her koşulda zenginler kazanıyor, her koşulda yoksullar daha da yoksullaşıyor...
Sofradaki porsiyonumuz küçülüyorsa, çocuklarımızın beslenme çantasını düşünüyorsak, ‘Artık yeter, söz emekçinin’ deme zamanıdır. Ama AKP ne diyor? ‘Artık yeter söz milletin’ diyor. Utanmadan, sıkılmadan bunu söylüyorlar. Sanki muhalefetteler, sanki iktidarda değiller.
Bu tablo karşısında söyledikleri şey şundan ibaret: ‘Millet, millet, millet…’ Milletten anladıkları şey nedir? Patronların çıkarıdır. O yüzden ‘Milli güvenliği tehdit ediyor’ diye işçilerin grevlerini yasaklıyorlar.
Bunların milletten anladığı, zenginlerin, servet sahiplerinin servetlerini daha da mı kısmak. Asla böyle değil! Daha da kazansın diye onlara hizmet ediyorlar. Ama yoksullar daha da yoksullaşıyor. Her gün bu ülkede yaşamak, daha da çekilmez hale geliyor."
"DEMEK Kİ MÜCADALE EDİNCE, DİRENİNCE BÜTÜN ENGELLER AŞILABİLİYORMUŞ"
"Türkiye'de sadece kara bir tablo yok değerli kardeşlerim. Aynı zamanda güzel haberler de geliyor. Adana'da saya işçileri, Antep'te döküm işçileri, Diyarbakır'da fırın işçileri, inşaat işçileri, moto kurye emekçileri ayağa kalktılar. Ford'da işçiler iş yavaşlatıyor. Metal fabrikaları, petrokimya fabrikaları kaynıyor…
Schneider’da, Bekaert'te işçilerin 19. ve 20. grevi yasaklandı. Bugüne kadar AKP'nin 21 yılında 200 bin işçinin grevini yasakladılar. Ama Bekaert işçileri 'Artık sizin grev yasaklarınızı da tanımıyoruz' dedi. Arkasından onları Schneider işçileri takip etti. Demek ki mücadele edince, direnince bütün engeller, grev yasakları da aşılabiliyormuş. İşte Türkiye işçi sınıfının izleyeceği yol, izleyeceği rota tam da bu rotadır."
"BAŞARABİLİRİZ"
"Biz Emek Partisi olarak çok net bir biçimde şunu söylüyoruz; bugünün temel ihtiyacı işçi hareketi için emekçi hareketi için şunlardır:
Bir; ücretlere ek zam talebiyle başlayan bu eylemleri, dalga dalga bütün ülkeye yaymamız gerekiyor, topyekun bir mücadeleye çevirmemiz gerekiyor. Bunu başarabiliriz.
İkinci olarak zamların durdurulması… Temel tüketim maddeleri başta olmak üzere, zamların durdurulması için mücadeleyi, mitingleri, gösterileri hep birlikte artırmamız ve bu iktidara dur dememiz gerekiyor.
Üçüncü olarak işten atmalar… Ekonomik krizi gerekçe göstererek, ‘daralma’ diyerek işçileri kapının önüne koyuyorlar. Daha az işçiyle daha çok iş yaptırarak kârlarını arttırmanın yoluna bakıyorlar. İşten atmaların yasaklanması için de el ele vermeliyiz. Hep birlikte bu mücadeleyi büyütmeliyiz.
Son olarak yeni bir mecra, yeni bir mücadele kanalı açmamız gerekiyor. Mevcut sendikal yapılar bu süreci taşımak ve götürmek kudretinde değiller. Sendikal bürokrasi büyük bir engel olarak işçi hareketinin önünde duruyor. O yüzden bütün bu mücadeleleri birleştirip yeni ve mücadeleci bir sendikal hattı da hep birlikte açmak mümkün.
Fabrikada, iş yerinde, mahallede yaşamın her alanında ekmek için, özgürlük için, adalet için bu mücadeleleri birleştirmemiz ve büyütmemiz gerekiyor. Bunu yaparsak işçi sınıfı tarihin sahnesine çıkar, siyasete de damgasını vurur, ülkenin geleceğine de damgasını vurur, çocuklarının ekmeğini ve geleceğini de güvence altına almış olur.
Bunu hep birlikte başarabiliriz. Bu devran böyle dönmeyecek. Bu düzen mutlaka ama mutlaka değişecek… Bu kez emekçiler kazanacak, birlikte kazanacağız, işçi sınıfı kazanacak, halk kazanacak diyoruz. Buradan bütün Türkiye işçi sınıfına selam olsun.”
(İstanbul/Evrensel)
Yorum Yazın