2002 yılı demokrasi tarihi açısından 1923 cumhuriyet kuruluşu gibi bir dönemin kapanışı yeni bir dönemin başlangıcı olarak yenilen müesses devletin kayıtlarına geçti.
Zorluklar yaşanıyor, tekçi baskıcı,renksiz,talan düzeninin yıkılıp yerine yurttaşı merkeze koyan bir anlayışın yönetime gelmesi gerekiyordu ki öyle oldu.
Yeni bir hikayeye ihtiyaç vardı ve bu hikayenin yazılma şansını islamcılar yakaladı.
Tüm farklılıkları bir çatı altında buluşturdular, iyi de ettiler.
Demokrasi, adalet, refah, üretim, değişim vizyonu ile geldiler güzel işler de yaptılar.
Hedef Avrupa Birliği, batı ile ortaklaşma ve dünya liginde bir ülke yaratmaya yönelikti.
İşler iyi gidiyordu refah artıyor işsizlik düşüyor üretim ve ihracatta rekorlar kırılıyor döviz kuru ise kıpırdamıyordu.
Her seçim yeni bir başarı hikayesiyle Erdoğan güçleniyor, sürdürülebilir ve de konjonktürel bir liderliğin ülkeler için ne anlam ifade ettiğini, aldığı ekonomik, sosyal, sosyolojik, siyasal sonuçlarla dünyaya ilan ediyordu.
Müesses nizam da boş durmuyordu. Sağdan soldan bu hikayeyi bitirmenin yollarını zorluyordu.
TSK, içişleri ve emniyet teşkilatı gülencilerle doldurulurken hücreler uyumuyor 15 Temmuz hikayesinin altyapısı kuruluyordu.
2015 Haziran seçimleri müesses nizamın hücrelerini yeniliyor, hikayenin yazılması kolaylaşıyordu.
Nihayet seçimler kaybediliyor ve savaşın fitilleri ateşleniyordu.
Dünya lideri artık zayıflamış desteksiz ayakta bile duramıyordu,
Tam bu esnada yedi ceddini hedefine koyan Bahçeli “dost”elini uzatıyor ayağa kalkmasını sağlıyordu.
Kuruluş kodları inkâr ediliyor, ırkçılık ve savaş naralarıyla dünyanın her yerini işgal edebilecekleri yönünde rüyalarla yurttaş teslim alınıyor, ekonomi zayıflıyor, itibar kayboluyor ve çağdaş dünyadan uzaklaşılıyordu.
Topal boş durmuyor TSK içindeki Kemalistlerin islamcı fareleri kışkırtmasıyla bir hikayenin gerçekleşmesi sağlanıyordu.
Dünya lideri yeni bir sistemle sonunu hazırlamak için çırpınıyordu.
Nihayet hedefine ulaşıyor ve etrafı tamamen kuşatılıyordu.
Garabet sistemle Hukuk askıya alınıyor, muhalifler tutuklanıyor, işten atılıyor, islamcıların talanıyla zulmüyle islamcılık ucuzluyor milyonlar dinden soğuyor ülke yoksullar ligine düşerek bir asırlık tüm kötülükler unutuluyor, Kemalistlere rahmet okunan bir dönem yaşatılıyordu.
Müesses nizam en büyük tehlike olarak gördüğü islamcılık akımını talanla zulümle bertaraf ediyor bir hikâyenin daha sonunu hazırlıyordu.
Biz tam bunları yaşarken burnumuzun dibinde Ukrayna Rus harbi başlıyor, baskıcı ama halkının desteğini her daim alan bir lider batının kurduğu oyuna dahil olarak stratejik bir hatayla hem kendinin liderliğinin sonunu getirecek hem de dünya lideri gibi yalnızlaşacak bir oyuna dahil oluyor.
Bu gelişmeler ilahi adaletin tecellisi gibi duruyor.
Daha çok demokrasi, refah, hukuk, adalet, eşit yurttaşlık hikayesiyle gelenlerin sadece hikayelerinin değil islamcılık paradigmasının da değersizleştiği kaybettiği günlerden geçiyoruz. Tarihi bir döneme şahitlik ediyoruz.
İyice yalnızlaşan, sorunlarla boğuşan bir çıkışı bulmaktan aciz dünya lideri son olarak doktorlara sataşarak ruhende sorun yaşadığını ilan ediyordu.
İyi niyetlerle yazmaya çalıştığın hikâyeni hırslarına egona kurban ettin.
Artık iyi değilsin sadece kötülük üreten bir mekanizmanın parçası durumundasın ve hikayeni kötülere kurban ettin,
Artık gitmelisin..
Yorum Yazın