TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Başkanı ve Çevre Yüksek Mühendisi Canfidal Boldaş, yer bilimcilerin sıklıkla Bingöl’ü uyardığını hatırlattı.
Bingöl için görev almaya hazır olduklarının altını çizen Boldaş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Depremin bir doğa olayı olduğunu, milyonlarca yıldır devam ettiğini ve doğanın kendini gerçekleştirmesi, yerkürenin de kendini tamamlaması için depremlerin oluştuğunu bilmeliyiz. Doğa olayları, kâr hırsına dayalı kapitalist sistemin neden olduğu katliamların üstünü örtmek için farklı nitelendirmelerle tarif edilmemeli veya suçlu ilan edilmemelidir. Buradaki gerçeklik; kapitalizmin dayattığı beton odaklı kent politikalarını dikey mimari ile besleyen, böylece sermayenin kazancını artırmasının önünü açan zihniyet ve işleyişin bu kayıplara sebep olduğudur.
Deprem coğrafyasında yaşıyor olduğumuz gerçekliği, güçlü halk örgütlenmeleri olan sivil toplum kuruluşları ile kamu koordinasyonunu elzem kılmaktadır. Çünkü yıkım alanlarında yerinden acil müdahaleleri yapabilmek ve yaşamı yeniden inşa edebilmek için sivil inisiyatifler ile kamu ittifak organizasyonları ve halkın dayanışma ağları hayati önem taşımaktadır. Kısaca kamunun, toplumsal dayanışma ve örgütlenme çalışmalarının koordinasyonu ile ortaklaşmasının önemi ve değeri iyi bilinmelidir.
Yurdumuzun önemli bir kısmını etkileyen iki büyük fay hattı olan Kuzey Doğu Anadolu Fay Hattı ve Doğu Anadolu Fay Hattı Bingöl’de kesişmektedir. Ve son zamanlarda yer bilimciler ile deprem uzmanları Bingöl-Karlıova arasında Doğu Anadolu Fay Hattının Kuzey Doğu ucuyla ilgili uyarılarını sıklıkla yineliyorlar. Bu bölgede en son 1766 yılında depremin olduğunu ve buradan endişe duyduklarını dile getiriyorlar. Söz konusu fayın bu kısmında olası bir kırılmanın çok bekleyemeyeceğini özellikle vurguluyorlar. Bingöl; ihtiyaç fazlası barajlar, orman yangınları, orman kesimleri, çarpık kentleşme ile yeşil alanların katli, plansız yapılaşma ile beton yığınına dönmesi gibi pek çok ekolojik ihlalin olduğu ve canlı hayatının tehlikeye atıldığı bir bölgedir. Bu ihlallere karşı yaşamı savunmanın tek yolu, doğaya rağmen değil doğa ile uyum içinde, doğayla barışık ve dayanışmacı bir politika izlemektir.
Yaşanan depremlerde kayıplarımızdan ötürü üzgün olduğumuzu yineleyerek bu üzüntümüz, yaşanan yıkımların nedenini ve olası başka felaketler yaşanmaması için alınması gereken önlemleri takip etmemize engel olmayacaktır. Düşlediğimiz yaşamı kurabilmek adına yapmamız gerekenlerin çok olduğunu biliyoruz. Ancak bugün acil, beklemeksizin harekete geçmemizi gerektiren hayati bir durumla karşı karşıya olduğumuzun da farkındayız. Olası doğa olayları karşısında süreçlerin sağlıklı bir şekilde yönetilebilmesi, maddi ve manevi hasarların azaltılabilmesi adına hızlıca yerinden müdahaleyi etkinleştirebilmek için bir süreç yönetim planı hazırlama çalışmalarının ivedilikle başlatılması gerektiğini ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının tümüne hatırlatmak istiyoruz.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası olarak; deprem öncesi alınması gereken tedbirlerin yanı sıra deprem sırasında ne yapılması gerektiği ile ilgili senaryoların kurgulanmasında ve deprem sonrası atılacak adımların belirlenmesinde yol haritası olabilecek süreç yönetim planı hazırlanması çalışmalarına, sivil toplumun dayanışma için oluşturduğu mekanizmaların kamu hizmeti veren kurum-kuruluşlar ile tam ve eksiksiz koordinasyonunu sağlamak için emek, bilim, teknik ve doğa eksenli hassasiyetlerimiz göz önünde bulundurularak, tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla Bingöl’ü “Deprem Dirençli Kent”e dönüştürmek için koordineli bir çalışma yürütmeye ve her türlü katkıyı sunmaya hazır olduğumuzu tüm Bingöl kamuoyuna ilan ediyoruz.” (Haber Merkezi)
Yorum Yazın