TGC, TGS, TYS, DİSK Basın İş, Basın Konseyi, PEN Yazarlar Derneği ve Türkiye Yayıncılar Birliği temsilcileri, bugün TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda, yarın TBMM'ye gelmesi beklenen ‘Sosyal Medya Yasası Teklifi’ ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), DİSK Basın İş, Basın Konseyi, PEN Yazarlar Derneği ve Türkiye Yayıncılar Birliği, "Sansür Yasası" olarak adlandırılan ve sosyal medyaya ilişkin düzenlemeleri içeren yasa teklifinin geri çekilmesi çağrısını yineledi. 7 basın örgütünün yaptığı çağrıda, “TBMM'yi acil göreve davet ediyor, tüm yurttaşların haberleşme özgürlüğüne, haberin serbest dolaşımına engel olacak, tutuklu gazeteci sayısını artıracak ‘Sansür Yasası'nın geri çekilmesini istiyoruz” denildi.
TGC, TGS, TYS, DİSK Basın İş, Basın Konseyi, PEN Yazarlar Derneği ve Türkiye Yayıncılar Birliği temsilcileri, bugün TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda, yarın TBMM'ye gelmesi beklenen ‘Sosyal Medya Yasası Teklifi’ ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGS Genel Sekreteri İlkay Akkaya, TYS Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, DİSK Basın İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren, PEN Yazarlar Derneği yönetimi adına Hasan Erkul ve Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk katıldı.
'BU YASA TASARISI EN ÇOK DEMOKRASİYE ZARAR VERECEKTİR'
Toplantıda konuşan TGS Genel Sekreteri İlkay Akkaya, yasa teklifiyle ilgili şunları söyledi:
“Bütün itirazlarımıza rağmen, hiçbir düzenleme yapılmadan yasama yılı başlar başlamaz gündeme ilk olarak bu teklif getirilmiştir. Basın örgütlerinin, basın mensuplarının itirazları dinlenmeden hazırlanan bu tür çalışmaların sonuçları ortadadır. Bunları sıkça gördük. Üstelik bu teklif, sadece basın mensuplarını değil toplumun tüm kesimlerini etkileyecek bir düzenleme olduğu için de adeta bir oldubittiye getiriliyor. Bu yaklaşımın ciddi sonuçları olacağını düşünüyorum. Özellikle hapis cezası getiren 29’uncu madde, öznel yorumlara, keyfiliğe açık bir durum getirmektedir. Bu, en çok da halka ve demokrasiye zarar olarak karşımıza çıkacaktır. Dezenformasyon, elbette bütün dünyanın konuştuğu çok ciddi bir sorun. Ancak böylesine muğlak ve amacının ne olduğu belli olmayan hazırlıklar, daha fazla dezenformasyona neden olacaktır. ‘Halka yanıltıcı bilgiyi yaymak’ gibi yeni bir suç tanımlanmakta. Açıkçası çok ciddi endişelerimiz var bu konuda. Her ne kadar internet siteleri için atılmış olumlu adımlar var gibi gözükse de aslında özellikle internet sitelerinin basın ilan gelirlerine dahil edilmesi olumlu gibi gözükse de ciddi sonuçları olacaktır. Çünkü basın ilan pastasında hiçbir artış yapılmadan yapılacak düzenlemelerin yankıları, yerel medyada büyük olacaktır. Yeni kapanmalara ve işsizler ordusunun büyümesine neden olacağından endişe ediyoruz. Bu düzenlemenin bir an önce geri çekilmesini talep ediyoruz."
'SANSÜR YASASININ TEK BİR SONUCU VAR; DAHA ÇOK BASKI, DAHA ÇOK HAPİS'
TYS Genel Başkanı Adnan Özyalçıner ise yasanın daha çok baskı ve hapis cezası getireceğini belirterek şöyle konuştu:
“Dezenformasyonu önleme bahanesiyle getirilmek istenen bu yasa, düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlamış olmakla kalmaz, toplumsal yaşam içinde bireyler arasında serbestçe iletişim kurma ve konuşma, tartışma özgürlüklerini de engeller. Her türlü bireysel ve toplumsal muhalefet, yalan haberi önleme bahanesiyle tümden susturulacak. Bu durumda hangi haberin yalan, kışkırtıcı ya da doğru olduğuna kim, kimler karar verecek? Doğru olarak gidişatı yerenler, gerçekleri açıklayanlar yalancı, övenlerse doğrucu mu sayılacak? Her türlü sansürü sansürlemeyi, otosansürü olağan hale getirecek olan dezenformasyonu önleme bahanesiyle ortaya sürülen bu sosyal medya yasasının, bu ‘sansür yasasının’ tek bir sonucu var; daha çok baskı, daha çok hapis.
'SOYLU'NUN VEYA HERHANGİ HÜKÜMET YETKİLİSİNİN AÇIKLAMALARINI YAYINLAMAK DA BENCE HALKI YANILTICI BİLGİ'
DİSK Basın İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren de “‘Dezenformasyon Yasası’ diye bize yutturdukları, seçime giden süreçte tamamen susmuş bir medya hedefliyor iktidar ve bunun için bu yasa düzenleniyor" dedi. Eren, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu teklif yasalaşırsa halkı yanıltıcı bilgi yayınlamak bir suç haline gelecek. Ucunda hapis cezası da var 3 yıla kadar. Şimdi yani Süleyman Soylu'nun veya herhangi hükümet yetkilisinin yaptığı her açıklamayı yayınlamak, bence halkı yanıltıcı bilgi. Buna verecekler mi bu cezayı, yargılayacaklar mı? Veya iktidar yetkilileri, bir gün söylediğinin ertesi gün tersini söylüyor. Hangisi doğru, hangisi yalan?
Halkın haber alma hakkını sağlayacak olan gazeteciler değil sadece. Bu, bir demokrasi sorunu. Demokrasiden yana tüm güçlerin, topyekûn ortak mücadele edip bu alanı genişletmesi gerekiyor. Bu, sadece gazetecileri ilgilendirmiyor. Sosyal medya kullanan herhangi bir yurttaşı da ilgilendiriyor. Örneğin Twitter'dan attığınız bir tweet, paylaştığınız bir haber için bile mahkeme karşısına çıkabilecek, hatta tutuklanabileceksiniz.”
'BU YASA TEKLİFİ İNSAN HAKLARINA VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE AYKIRI'
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk ise yasa teklifine dair şunları söyledi:
“Medyada yaygın şekilde bir sosyal medyada bir linç var, nefret suçları işleniyor. Bunlarla ilgili herhangi bir yaptırımı da görmüyoruz. Yazar arkadaşlara, yayıncı arkadaşlara, sosyal medya üzerinden ‘Palalarımız elimizde; adresini ver, senin kelleni almaya geleceğiz’ diye mesajlar geliyor. Sosyal medyanın içinde böyle nefret suçları işlenirken herhangi bir savcının resen soruşturmaya gerek görmediği olaylar içerisindeyken bugün medya, ‘yeni sosyal medya yasası’ diye bildiğimiz, yarın Meclis’te görüşülecek olan yasa teklifinin temel insan haklarından düşünce ve ifade özgürlüğü, bilgiye erişimin önünde fiili engeller oluşturacağından kaygı duyuyoruz. Bu yasa tasarısının geri çekilmesini talep ediyoruz.”
'BU YASA TEKLİFİ DEMOKRASİDEN UZAK'
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş’in okuduğu ortak açıklamada şunlara yer verildi:
“TBMM'deki komisyon toplantılarında meslek örgütü temsilcilerine yeterli süre verilmemiş, öneriler de dikkate alınmamıştır. Yasa teklifinin tüm itirazlara rağmen yasama yılında TBMM gündemine yeniden getirilmesi, 'Ben yaptım oldu' anlayışını taşımaktadır. Tüm toplumu etkileyecek bu yasa tasarısı, hazırlanış biçimiyle katılımcılıktan ve demokrasi kültürünü geliştirmekten uzaktır. Tek sesli bir toplum yaratmak, korku iklimini canlı tutmak, sansürü ve otosansürü ağırlaştırmak amacını taşımaktadır. Tutuklu gazeteci sayısını artıracaktır. Seçim öncesi gazetecilerin haber yapmasını, yurttaşın habere erişimini ve haberin serbest dolaşımını engelleyecek olan yasa, ayrıca toplumsal muhalefeti de susturmayı hedeflemektedir. Bu nedenlerle basın meslek örgütleri olarak açık çağrı yapıyor, TBMM'yi acil göreve davet ediyor, tüm yurttaşların haberleşme özgürlüğüne, haberin serbest dolaşımına engel olacak, tutuklu gazeteci sayısını artıracak sansür asasının geri çekilmesini istiyoruz."
Yorum Yazın