"İsmet Tanrıverdi depremde 150'ye yakın akrabasını kaybetmiş. 'Telefonumun rehberine bakamaz durumdayım. Çoğu artık yok' diyor. Bu ifadeleri söylerken zorlanıyor, ağlamaklı oluyor."
Adıyaman 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmaya çalışıyor. Depremzedeler bir yanda yaşama tutunmaya çalışırken diğer yandan başta barınma sorunu olmak üzere ihtiyaçlarını karşılamaya gayret ediyor. Depremin üzerinden 40 günden fazla bir süre geçmesine karşın sorunlar neredeyse aynı. Yaralar genellikle dayanışmayla sarılıyor. Şehirde az da olsa depremde hasar görmeyen müstakil yapılardaki esnaf iş yerlerini açmaya başlamış. Yıkılan tarihi Ulu Cami’ye yakın sayılabilecek noktada az da olsa bir hareketlenme söz konusu.
40’INCI GÜNDE ENKAZDAN CENAZE ÇIKARILDI
Cumhuriyet Mahallesi 2555 Sokak’ta deprem günü aracıyla seyir halindeyken depreme yakalanan Niyazi Bilgiç’in cenazesi 40’ıncı gününde AFAD ekipleri tarafından çıkarıldı. Diğer yanda kentte ağır hasarlı binaların yıkımı sürüyor. Depremzedelere verilen çadırlar sele dönüşen yağmur nedeniyle yetersiz kaldı. Kimi çadır kentlerin uygun olmayan yerlerde kurulması ise mağduriyeti daha da artırdı. Çadırlarda kalanlar çadırlarına su girmemesi için yağış boyunca sürekli küreklerle çadırlarının etrafına çakıl taşları ya da toprak dökerek önlem almaya çalıştı. Depremzedeler mağduriyet içinde mağduriyet yaşadı.
ADIYAMAN’DA HER EVDE CAN KAYBI VAR!
Adıyaman’da her evde can kaybı ya da kayıplar var. CHP Adıyaman İl Yöneticisi İsmet Tanrıverdi de bunlardan biri. Köy hizmetlerinden emekli olmuş. Kendisiyle Yeni Mahalle’de bulunan Alevi Kültür Dernekleri şubesinde buluştuk. Cemevinin bahçesi hareketli. Müstakil bir yapı olduğu için depremde hasar görmeyen nadir yerlerden biri. Hem depremzedelere yardım işleri koordine ediliyor hem de uygun yerlerinde depremzedeler geceyi geçiriyor.
Cemevi Şube Başkanı Rıza Tanrıverdi’nin eşiyle birlikte yaşamını yitirdiğini söylüyor. Bu liste uzayıp gidiyor. İlk elden yaptığı hesaba göre, geniş akraba çevresiyle birlikte 150’ye yakın tanıdığını kaybetmiş. “Ne desek eksik kalacak. Hangisini diyelim, hangisinden söz edeceğimizi bilmiyoruz” diyor. Adıyaman’da felakete dönüşen depremi anlatmaya çalışmak için ne sözcükler ne de nefes yeter! İsmet Tanrıverdi, CHP İl Örgütü ile birlikte yardım koordinasyonunun telaşında. Hem depremzedeler hem de depremzedelere yardım için çaba gösteriyor.
BİR BİNADA 56 KİŞİ CAN VERDİ
Cemevinde yönetim odasında kendisiyle birlikte odada üç kişi daha var. Hepsinin ortak görüşü depremin ilk üç gününde devleti, arama kurtarma başta olmak üzere hiçbir yerde göremedikleri. Dayanışma için gelen az sayıdaki ekipler ise AFAD yönetiminden kaynaklı arama kurtarmalara geç başlamış. Hal böyle olunca can kayıpları daha da artmış. Özellikle dağlık alandaki köyler başta olmak üzere yardımların doğru dürüst gitmediği yerlerin halen olduğunu düşünüyorlar. Onlara göre can kayıpları açıklanan resmi rakamların çok üstünde.
Tanrıverdi’nin aracıyla kentin birkaç noktasına gidiyoruz. Gittiğimiz enkazlardan birinde cemevi başkanı yaşamını yitirmiş. Burada 40’a yakın kişi yaşamını yitirmiş. Çoğu akraba. Enkazı gösteren Tanrıverdi, “Adıyaman’ın çoğu böyle” diyor. Depremin etkilediği 11 kentteki can kayıpları için de başsağlığı diliyor. Bizi başka bir enkaza götürüyor. Karapınar Yeni Mahalle’deki enkazda 56 kişinin yaşamını yitirdiğini söylüyor. Arama kurtarma çalışmalarının geç başlaması ve koordinasyonun yetersiz olmasından kaynaklı kurtarılabilecek canların ölüme terk edildiğini anlatıyor.
BARINMA İÇİN KOYTEYNER, PREFABRİK EVLER
Depremin yıkıma neden olduğu 11 ilin içinde Adıyaman’ın unutulduğunu söyleyen Tanrıverdi AFAD ve Kızılay başta olmak üzere kentteki mülki amirlerin yetersiz kaldığını belirtiyor. Çadırların bilinçsiz şekilde kurulmasından ve altyapı yetersizliğinden dolayı mağduriyetin daha da artığını söylüyor. Tanrıverdi, sonra evlerine yakın yerlerde kurulan birkaç çadıra götürüyor bizi. Bu çadırlarda evleri birbirine yakın üç kardeş kalıyor. En büyük ağabeylerinin çadırı diğerlerine göre daha korunaklı olduğu için, çadırları selin bastığı gece ağabeylerinin çadırına geçmek zorunda kalıyorlar. Üçünün ortak talebi barınma sorununun geçici de olsa çözülmesi, bunun için de ilk olarak konteyner ya da prefabriklerin gelmesi gerekiyor. Araçla gezerken İsmet Tanrıverdi yıkılan binalar hakkında da bilgi veriyor. Çoğu tanıdık. “Telefonumun rehberine bakamaz durumdayım. Çoğu artık yok” diyor. Bu ifadeleri söylerken zorlanıyor, ağlamaklı oluyor.
PREFABRİK MARKET VAR, EV YOK!
Kızılay’ın çadır kentine uğruyoruz. Selin en çok etkilediği çadır kent aynı zamanda. Çadır kentin girişinde Şok market 4 gün içerisinde 250 metrekarelik bir prefabrik market açmış! Beri yanda insanlar su girmemesi için el arabalarıyla çakıl taşıyıp çadırlarını daha korunaklı yapmanın telaşında.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın başkanlığını yaptığı KADEM’in (Kadın ve Demokrasi Vakfı) de çadırı var. Genç sayılabilecek başörtülü kadınlar görevli. İsimlerinin yazılmaması ve görüntü alınmaması şartıyla içeri giriyoruz. Dört kadın örgü örüyor. Orta yaşlardaki kadınlar sohbet ediyor. Bizi içeriye davet eden kadın işlerini halledip geleceğini söylüyor. Karşımda oturan kadın, “Nereden başlayacağımı bilemiyorum. Yaşadıklarımız ortada, görüyorsunuz” diyor. İlk günlerde halkın dayanışmasıyla sıkıntıların giderildiğini söylüyor. Diğer kadınlar da benzer görüşte. En azından başlarını sokacak çadırları var.
İşlerini halleden genç kadın da sohbete dahil oluyor. İmam hatip lisesi mezunu, yeni çalışmaya başlamış. Eşi asgari ücretle çalışıyor. İlk günlerin sıkıntılı olduğunu, halkın dayanışmasıyla bazı zorlukları atlattıklarını anlatıyor. Sonrasında AFAD ve Kızılay’ın çadır kentleri kurmasıyla çadırlarda kalmaya başladıklarını söylüyor. Yaşadıkları zorlukları anlatıp, komşular arasında gerekli dayanışmanın olmamasından şikayet ediyor: “Çocuklarım yeşil zeytin seviyorlardı. Komşularımda vardı. Bir kez olsun vermediler” diyor.
Evlerinin olduğu bina depremde yıkılmamış. Sağlam kalan az sayıdaki binalar arasında. İmkanlarına göre kentin kenarında ev almışlar. Maddi olarak durumları daha iyi olan komşularının şehrin merkezinde sayılacak yerde ev aldıklarını söyleyen kadın, bu binaların bazılarının yıkıldığını bazılarının da ağır hasarlı olduğunu belirtiyor.
İnsanlar arasındaki komşuluk ilişkilerinin iyi olmaması başta olmak üzere, bozulan insan ilişkileri nedeniyle depremlerin Allah’ın bir uyarısı olarak yaşandığını düşünüyor. Bu ifadesi üzerine yanımdaki kadın söze giriyor: “Deprem zenginle fakiri eşitledi. Trilyonluk (eski parayla) dairede oturan da ben de şimdi aynı sırada yemek kuyruğuna giriyoruz.” Kentin sahipsiz kaldığı konusunda hepsi hemfikir. Bürokratların eksik davrandığını düşünüyorlar. Binaların yıkılmasını, ağır hasar görmesini para üzerinden dönen ilişkilerden kaynaklı gerekli denetimin yapılmamasına bağlıyorlar.
Kaynak: Evrensel
Yorum Yazın