“Ekolojik ihlal politikaları sonlandırılmalı!”
GÜNDEMTMMOB Çevre Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Başkanı Canfidal Boldaş; “Binlerce hektarlık alan küle dönerken binlerce hatta milyonlarca canlı da yok olur. Maalesef ki bu da o bölgede ekosistemin çökmesi anlamına gelir. Yani ekolojik ihlaller hususunda yürütülen politikaların tümünün değişmesi gerekiyor.”
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Başkanı Canfidal Boldaş; “Binlerce hektarlık alan küle dönerken binlerce hatta milyonlarca canlı da yok olur. Maalesef ki bu da o bölgede ekosistemin çökmesi anlamına gelir. Yani ekolojik ihlaller hususunda yürütülen politikaların tümünün değişmesi gerekiyor.”
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Başkanı Canfidal Boldaş, orman yangınları ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Boldaş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Ormanlar tüm insanlık için önemli anlam ifade eden doğal zenginliklerdir. Bu zenginliğin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması insanlığın ortak görevidir. Geçen yıl yaz mevsimi boyunca ülke genelinde yoğun şekilde orman yangınları yaşandı. Bir yandan ormanlar yanarken diğer yandan yanan ormanlara yüreğimiz dağlanıyordu. Ancak tespit ettiğimiz eksiklikleri dile getirmekten başka hiçbir şey yapamıyorduk. Elimiz kolumuz bağlı, ülkenin değişik bölgelerinde yaklaşık 200 bin hektarlık orman alanının yandığını izledik.
Ormanları, canlı yaşamı için en büyük ekosistem olarak tanımlarken büyük orman yangınlarını koca bir ekosistemin çökmesi olarak değerlendiriyoruz. Orman yangını sonucunda yanan ormanlarla birlikte o ormanlık alanları kendilerine yaşam alanı olarak seçen tüm canlılar da yok oluyor. Bilim ve teknik temelinde sıkça eleştirdiğimiz ekolojik ihlaller; kuru havaya, yüksek sıcaklıklara, buharlaşma dengesinin bozulmasına, yağışların düşmesine ve dolayısıyla topraktaki nemin kurumasına böylece sonuç olarak kuraklığa sebep olur. Bu da güneş ışınlarına maruziyette daha hızlı başlayan ve hızla yayılan orman yangınlarını beraberinde getirir. Binlerce hektarlık alan küle dönerken binlerce hatta milyonlarca canlı da yok olur. Maalesef ki bu da o bölgede ekosistemin çökmesi anlamına gelir. Yani ekolojik ihlaller hususunda yürütülen politikaların tümünün değişmesi gerekiyor. Çünkü seller, kuraklık, orman yangınları, kısa süreli ani aşırı yağışlar gibi doğa olaylarının tümü aslında ekolojik ihlallerin sonucu olarak meydana gelmektedir.
Tabi orman yangınları kuraklık sonucu toprağın kurumasıyla, aşırı güneş ışınının maruziyetiyle, ormanların bilinçsizce kullanılmasından ötürü etrafa saçılan cam-plastik-metal ambalaj atıklarının etkisiyle doğal olarak kendiliğinden çıkabileceği gibi faili meçhul bir şekilde doğal olmayan yangınlar da çıkabiliyor. Yani orman yangınlarının çıkış kaynağının tespitine yönelik, yaşanması muhtemel orman yangınlarında tüm ihtimallerin değerlendirilip kasıtlı olarak olabileceği üzerinde de durulmalı, etkin ve objektif bir soruşturma yürütülmelidir.
Tecrübe ettiğimiz kadarıyla orman yangınları ile ilgili olarak bazı önerilerimiz olabilir. Sağlıklı bir acil eylem planının ve bu planın uygulanmasında gerekli olan araç ve gereçler ile bunların özelliklerinin (helikopter ve uçakların su kapasitesi ile sayıları) önemi tartışılmazdır. Özellikle orman yangınlarının tümüne coğrafik şartlar göz önünde bulundurularak müdahale yöntemi geliştirilmelidir. Sarp ve iş makinelerinin ulaşamadığı yerlerde havadan söndürme çalışmaları ile zamanında müdahale edilmelidir. Müdahale şeklinde ve ciddiyetinde bölgeler arası fark olmamalıdır. Batı’da çıkan bir yangına nasıl ki çok sayıda hava aracıyla zamanında müdahale ediliyorsa bölgemizde çıkan yangınlara da aynı hassasiyetle müdahale edilmelidir. Örnek vermek gerekirse geçen yıl ilimiz Servi bölgesinde 8-10 gün süren orman yangını yaşandı, havadan söndürme aracı gelince 1 günde kontrol altına alındı. Havadan söndürme aracı zamanında gelmiş olsaydı yangının bilançosu o kadar ağır olmayabilirdi.
Bir orman ülkesi olarak acil eylem planımızın ve acil durumlarda müdahale politikamızın reel şartlara uygun ve sağlıklı olması gerekmektedir. Kriz haline yönelik organizasyonun sağlanması konusunda her an hazırlıklı olunmalıdır. Tabi acil eylem planının sağlıklılaştırılması olsun, müdahale politikasının iyileştirilmesi olsun salt orman yangınları için değil aynı zamanda deprem, sel, aşırı yağış,… gibi kriz zamanlarının tümü için gereklidir. Aksi durumda bu gibi ani durumlara karşı hazırlıksız yakalanmamız felaketin boyutunu maalesef ki arttıracaktır.”
İlginizi Çekebilir