© Artı Medyam 2022

BİR DE KÜTÜPHANEMİZ OLSA...

Yine bir kütüphaneler haftasındayız.

58. Kütüphaneler Haftası

39’uncudan bu yana kütüphanesi olmayan bir şehiriz. 2003 Depreminden bu yana.

Kütüphane yapma yetki ve sorumluluğunda olan kimseler kitaptan, okumaktan, bilgiden dem vurmaya başladılar bile.

19 senedir bu şehirde neredeyse her kuruma yeni bir bina yapıldı.  Ama şehir kütüphanesi yapılmadı…

Sokak lambasına ayrılan para kadar bütçe ayrılmadı bu şehirde kütüphane için.

56 sene evvel bir kütüphane yapılmış. Depremde ağır hasar aldığı için yıkıldı. Yerine cami yapıldı.

Kütüphane önce belediye kültür merkezine taşındı, sonra eski öğretmenevi binasında ikinci katta kendine ayrılan bir bölüme taşındı.

Kim ne şekilde demeç verirse versin, kim sosyal medya hesabından kütüphane ile alakalı, kitap ile alakalı ne söylerse söylesin, 19 senedir şehir kütüphanesi olmayan bu şehirde idareciyse kütüphanenin ve kitabın gerçek manada bir anlamı yoktur.

Defalarca şehir kütüphanesi yok diye yazdım. Dile getirmeye çalıştım.

Her sene kütüphaneler haftasında özellikle gündeme getirmeye özen gösterdim.

Özellikle Belediye ve Kültür Turizm İl Müdürlüğü bu konuda en çok sorumluluğu olan iki kurumdur.

Bu şehir bir kütüphaneyi hak ediyor.

Bu şehir sadece bir kütüphane binasını değil, 24 saat hizmet veren bir kütüphaneyi hak ediyor.

İçerisinde ücretsiz wifi, ücretsiz fotokopi, ücretsiz çay, kahve olan bir kütüphaneyi hak ediyor bu şehir.

Çok şey değil bu söylediklerim. Örnekleri var bu ülkede. Bu ülkenin ilçelerinde böyle kütüphaneler var.

Vizontele Tuuba filmini bilirsiniz. İşte bizimkisi de aynısı. Tek fark o 80’lerin Hakkari’si biz 2022’nin Bingöl’ü. Kütüphane Müdürümüz var ama bir de kütüphanemiz olsa…

50 milyonlara belediye binası, 35 milyonlara valilik binası yapıldı. 100 milyonluk yollar 250 milyonlara peşkeş çekildi bu şehirde. Milyar liralara barajlar yaptı büyük firmalar. Hiç mi kimse bu firmalara bir kütüphane yaptırılması teklifinde bulunmadı. Tabii ki hiç kimse. Zaten niye bulunulsun ki. Onlara peşkeş çekilen kaynaklarımızı devletin kasasında tutup bir kısmı ile şehrimize gayet de bir kütüphane yapılabilirdi.

Bu şehrin tek sorunu işsizlik, yoksulluk değil. Bunlar bu ülkenin, hatta dünyanın sorunu.

Biz bunların peşine takılarak çocuklarımızı sosyal yaşamdan, kültürden, sanattan mahrum bırakarak yaşadığımız hayatın aynısından başka bir şey vaad etmiyoruz.

İşsizliği de yoksulluğu da hukuksuzluğu da yenmek istiyorsak okumuş, kültürlü, sanatı seven, üreten, düşünen bir nesle ihtiyacımız var. Bu nesil de sokakta değil, kahvelerde ya da kafelerde değil, kütüphanelerde, tiyatro salonlarında, spor sahalarında, sosyal alanlarda yetişir.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER