© Artı Medyam 2022

“Afetlerin önüne, akıl, bilim ve doğru mühendislikle geçebiliriz”

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Bingöl İl Temsilcisi Mehmet Alban; “Ülkemizin jeolojik yapısı nedeniyle sıkça karşılaştığımız ve karşılaşacağımız depremlerin, yıkıcı afetlere dönüşmesinin önüne ancak ve ancak akıl, bilim ve doğru mühendislik öngörüleri ile geçebileceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.”

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Bingöl İl Temsilcisi Mehmet Alban; “Ülkemizin jeolojik yapısı nedeniyle sıkça karşılaştığımız ve karşılaşacağımız depremlerin, yıkıcı afetlere dönüşmesinin önüne ancak ve ancak akıl, bilim ve doğru mühendislik öngörüleri ile geçebileceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.”

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Bingöl İl Temsilcisi Mehmet Alban, yerel yönetimlerin Jeoloji mühendislerinden yeterince faydalanılmadığını belirterek, önemli bir açıklamada bulundu.

Alban, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Dünyanın en aktif fay hatlarından olan Kuzey Anadolu Fay Zonu, Doğu Anadolu Fay Zonu, Bitlis Zagros Bindirme Kuşağı, Ölüdeniz Fay Zonu ve Ege Fay Sistemi’nin yer aldığı ülkemizde, birkaç yılda bir meydana gelen büyük bir deprem ülkemizin deprem gerçeğini ortaya koymaktadır.

Bingöl’ün kuzeydoğusunda yer alan Karlıova’da Kuzey Anadolu Fay Zonu ve Doğu Anadolu Fay Zonu kesişmektedir. Bunun batı kesiminde yer alan Bingöl-Karlıova Erzincan üçgeninde her iki zonla uyumlu ana sisteme bağlı olarak gelişen pek çok irili ufaklı fay parçaları veya fay zonları bulunmaktadır. Bunlardan Bingöl yöresini etkileyebilecek en önemlileri; Ovacık Fayı, Bingöl-Karakoçan Fay Zonu, Sancak-Uzunpınar Fay Zonu, Sudüğünü Fay Zonu ve Kilisedere fayıdır. Bunlardan Bingöl’ün içinden geçen Doğu Anadolu Fay Zonu ile Bingöl-Karakoçan fay zonları, Bingöl ve yakın yöresinde çok sayıda yıkıcı deprem meydana getirmiştir. Bingöl yöresi depremsellik açısından son derecede aktif bir bölgededir.

Odamızın yayınlamış olduğu “Fay Üzerinde Yaşayan Kentlerimiz: Bingöl Raporu”nda belirtildiği gibi bu faylarda oluşacak herhangi bir deprem sırasında mühendislik hizmetinden yoksun kırsaldaki yapılar ve denetimsizlik nedeni ile uygun yapılmayan kent merkezindeki yapılarda büyük hasarlar meydana gelecektir.

Bu tür hasarların olmaması için; güvenli kentleşme ve yapılaşmanın ilk adımı olan jeolojik-jeoteknik (zemin ve temel) etütleri, gerek planlama aşamalarında gerekse de yapı üretim ve denetim sürecinde vazgeçilmez bir zorunluluktur.

Jeoloji Mühendislerinin deprem üretecek fayların saptanmasında, tehlike zonlarının belirlenmesinde, olabilecek deprem büyüklükleri ve sonuçlarının ortaya konmasında, yapılacak her türlü mühendislik yapılarında ilgili zeminin jeolojik-jeoteknik özelliklerinin belirlenmesinde ve denetim mekanizmasında yer alması gerekmektedir. Bu nedenle Yerel Yönetimler başta olmak üzere tüm kamu-kurumlarda Jeoloji Mühendisi’nin mutlaka bulunması gerekmektedir.

Bingöl Belediyesi ve ilçe belediyelerine baktığımızda genel olarak Jeoloji Mühendisi bulunmamaktadır. Olan yerlerde ise farklı bir birimde çalıştırılmaktadırlar. Çözümün bir parçası olan Jeoloji Mühendislerinden yeterince faydalanılmamaktadır. Bu eksiklikler yaşanacak felaketlerin sonuçlarının daha vahim olmasına davetiye çıkarmaktadır.

Ülkemizin afet ve acil durumlarla ilgili sorunlarını çözmek, koordinasyonu sağlamak, kentsel dönüşümü sağlamak, çevre felaketlerini önlemek ve planları hayata geçirmek üzere kurulmuş olan ilgili kurumların, çalışmalarını risk yönetiminden çok kriz yönetiminde yoğunlaştırdığı görülmektedir. Eskiden olduğu gibi "yara sarma" politikasından vazgeçilmeli, yaraların oluşmamasına odaklanmalıdır. Bunun için de uygun zeminlerde yer seçimi yapılması gerekmektedir.

Deprem sonrası TOKİ tarafından yapılan binalarla beraber kentin %70’e yakın binalarının deprem yönetmeliğine uygun olarak yenilendiği, beton santrallerinden alınan betonlarla yapı denetim firmaları kontrolünde binaların yapıldığı sevindirici bir durumdur. Ancak Yapı denetim firmalarında Jeoloji Mühendislerinin olmaması büyük bir eksikliktir. Bu da denetimden yoksun raporların hazırlanmasına yol açmaktadır.

Deprem olmadan, başka canlar yanmadan ivedilikle aşağıdaki önlemlerin alınması gerekmektedir.

Kamu Kurumlarında ve Yerel Yönetimlerde mutlaka Jeoloji Mühendisi istihdamı sağlanmalıdır.

İlde riskli ve eski binalar tespit edilmeli, yapılar ve kırsal alanlardaki yapı envanteri bir an önce çıkarılmalı, güncellenmeli ve konutlar-kamu binaları güçlendirilmelidir.

Riskli alanlar imara açılmamalı, bilimsel normlara dayalı yer seçimi yapılmalıdır. İmar Planına altlık teşkil eden jeolojik-jeoteknik etütler yapılmalı, ada ve parsel bazlı tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemelidir.

Deprem üreten diri(aktif) faylarla ilgili “Ayrıntılı Diri Fay Haritaları” (1:1000 ve 1:5000 ölçekli ayrıntılı haritalar) hazırlanmalı; “Deprem Master Planı” ve “Mikrobölgeleme çalışmaları” yapılmalıdır.

Bingöl İlinde ve tüm ülkede deprem öncesinde, anında ve sonrasında neler yapılması konusunda halk bilinçlendirilmeli, deprem anında halkın önceden belirlenen "Toplanma Alanları"na ulaşımları konusunda planlama yapılmalı ve altyapı hazırlıkları tamamlanmalıdır.

Deprem öncesi okullarda afet güvenliği etkinliklerinin artırılması,

Tüm medya organlarında zorunlu afet güvenliği yayınlarının yapılması,

Tüm Belediye Başkanları, TBMM milletvekilleri, ilgili bakanlıklar tarafından yerine getirilmesi için zaman kaybedilmeden çalışmalara başlanılmasını bekliyor ve şiddetle talep ediyoruz.

Jeoloji Mühendisleri Odası Bingöl İl Temsilciliği olarak; ülkemizin jeolojik yapısı nedeniyle sıkça karşılaştığımız ve karşılaşacağımız depremlerin, yıkıcı afetlere dönüşmesinin önüne ancak ve ancak akıl, bilim ve doğru mühendislik öngörüleri ile geçebileceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.” (Haber Merkezi)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER